Soru:
Atatürk'ün, "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi ve devlet yönetiminde "kuvvetler ayrılığı" prensibine verdiği önem, hangi Fransız düşünürün fikirleriyle paralellik gösterir? Bu düşünür, devlet yönetiminde hangi sistemi önermiştir ve bu sistemin temel özellikleri nelerdir?
Çözüm:
💡 Bu soru, Cumhuriyet'in anayasal düzeninin ve dış politikasının felsefi dayanaklarını anlamamıza yardımcı olur.
- ➡️ İlk Adım: "Kuvvetler ayrılığı" (yasama, yürütme, yargı) ilkesi, modern anayasal devletlerin temel taşıdır. Bu ilkeyi sistematik olarak ortaya atan düşünürü hatırlayalım.
- ➡️ İkinci Adım: Bu düşünür, Montesquieu'dur. Montesquieu, Kanunların Ruhu adlı eserinde, devlet gücünün tek elde toplanmasının zulme yol açacağını, bu nedenle güçlerin farklı organlara dağıtılması gerektiğini savunmuştur.
- ➡️ Üçüncü Adım: Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurarak ve bağımsız mahkemeler oluşturarak bu prensibi hayata geçirmiştir. Ayrıca, Montesquieu'nun "İyi bir yönetici, savaş açmaktan çok barışı koruyandır" şeklinde özetlenebilecek barışçıl yaklaşımı, Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesiyle birebir örtüşmektedir.
✅ Sonuç olarak, Mustafa Kemal'in devlet yönetimi ve dış politika anlayışında, Montesquieu'nun kuvvetler ayrılığı ve barışçıl yönetim fikirlerinin etkisi açıkça görülmektedir.