Doğu Anadolu'nun kadim topraklarında, masmavi sularla çevrili bir adada, tarihe meydan okuyan bir anıt yükselir: Akdamar Kilisesi. Resmi adıyla Kutsal Haç Kilisesi, sadece bir dini yapı değil, aynı zamanda bir sanat şaheseri ve bin yıllık bir kültürün sessiz tanığıdır. Van'ın en ikonik simgelerinden biri olan bu kilise, her yıl binlerce ziyaretçiyi büyülü atmosferi ve etkileyici hikayesiyle kendine çekmektedir.
Akdamar Kilisesi, Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün sularıyla çevrili Akdamar Adası üzerinde yer alır. İdari olarak Van ili, Gevaş ilçesi sınırları içindedir. Van şehir merkezine yaklaşık 46 km, Gevaş ilçe merkezine ise sadece 4 km mesafededir. Kiliseye ulaşım, Gevaş sahilinden kalkan teknelerle sağlanır. Yaklaşık 10-15 dakikalık keyifli bir tekne yolculuğu, sizi tarihin ve doğanın muhteşem uyumuna götürür.
Kilise, 915-921 yılları arasında, Vaspurakan Kralı I. Gagik'in emriyle, Mimar Keşiş Manuel tarafından inşa edilmiştir. O dönemde ada, krallığın önemli bir dini ve kültürel merkezi haline gelmiştir. Kilisenin orijinal adı, içinde bulunan gerçek haç parçasına atfen "Kutsal Haç" anlamına gelen "Surb Haç"tır.
Yapı, 1113 yılında bir depremde büyük hasar görmüş, 1296-1336 yılları arasında onarılarak çan kulesi eklenmiştir. 1915 olaylarına kadar aktif bir manastır kompleksinin merkez kilisesi olarak hizmet vermiştir. Uzun yıllar metruk halde kalan yapı, 2005-2007 yılları arasında kapsamlı bir restorasyon geçirmiş ve 2010 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin kararıyla bir anıt müze olarak yeniden açılmıştır. Her yıl Eylül ayının ikinci Pazar günü, Hristiyanlar için burada bir ayin düzenlenmesine izin verilmektedir.
Akdamar Kilisesi, Ermeni mimarisinin en nadide örneklerinden biridir. Ancak onu dünya çapında özel kılan şey, dış cephelerini süsleyen eşsiz taş kabartmalardır.
Kilise, adanın en yüksek noktasında konumlanmıştır. Ada, badem ağaçları ve yabani bitkilerle kaplıdır. Ziyaretçiler, kiliseyi gezdikten sonra adada kısa bir yürüyüş yaparak Van Gölü'nün muhteşem manzarasının ve Ahtamar (Akdamar) Efsanesi'nin hüzünlü atmosferinin keyfini çıkarabilir. Efsaneye göre, adada yaşayan rahibin güzel kızı Tamara'ya (Ahtamar) âşık olan bir genç, her gece yüzerek adaya gelir. Bir gece fırtınada Tamara'nın yaktığı ışığı göremeyen genç boğulur ve son nefesinde "Ah Tamara!" diye haykırır. Adın bu hüzünlü aşk hikayesinden geldiği söylenir.
Akdamar Kilisesi, sadece Van'ın değil, tüm insanlığın ortak kültürel mirasının parlak bir yıldızıdır. Taşa işlenmiş hikayeleri, derin tarihi ve büyüleyici doğal çevresiyle, Doğu Anadolu rotasında mutlaka görülmesi gereken bir duraktır. Bu kadim yapı, geçmişin sessiz çığlığını bugüne taşımaya devam etmektedir.