İnsanlık tarihinin en cesur ve unutulmaz anlarından biri, 20 Temmuz 1969'da, Pasifik Okyanusu saatiyle 20:17'de yaşandı. Apollo 11 görevi kapsamında, Neil Armstrong ve Buzz Aldrin'in içinde bulunduğu "Kartal" (Eagle) adlı ay modülü, Ay'ın Sessizlik Denizi (Mare Tranquillitatis) bölgesine iniş yaptı. Yaklaşık altı buçuk saat sonra, 21 Temmuz'da Türkiye saatiyle 04:56'da Neil Armstrong, merdivenlerden inerek Ay yüzeyine ilk adımını attı ve tarihe geçen o sözleri söyledi: "Benim için küçük, insanlık için dev bir adım."
Bu olağanüstü başarı, bir ekip çalışmasının ve soğuk savaş dönemindeki uzay yarışının doruk noktasıydı.
Apollo 11, sadece teknolojik bir zafer değil, aynı zamanda insan ruhunun keşfetme arzusunun bir simgesi haline geldi. ABD Başkanı John F. Kennedy'nin 1961'de "Ay'a insan gönderme ve onu güvenle Dünya'ya getirme" hedefi, sekiz yıl sonra gerçek oldu. Bu başarı:
20 Temmuz 1969, insanlığın sınırlarını Dünya'nın ötesine taşıdığı bir dönüm noktasıdır. Apollo 11'in başarısı, bugün hâlâ süren Ay ve ötesine yönelik keşif çabalarının temelini attı. Armstrong ve Aldrin'in Ay yüzeyinde bıraktığı ayak izleri, yalnızca tozun üzerinde değil, tarihin sayfalarında ve kolektif hafızamızda silinmez bir şekilde yer etti. Bu, yalnızca bir "ilk" değil, "imkansız" görünenin başarılabileceğine dair sonsuz bir ilham kaynağı oldu.