İslam inancında Allah’ın 99 ismi (Esmâ-i Hüsnâ) olarak bilinir ve her biri O’nun sonsuz sıfatlarını, rahmetini, kudretini ve yaratıcılığını ifade eder. Bu isimler sadece birer kelime değil, aynı zamanda müminler için birer tefekkür kapısı ve manevi bir yol haritasıdır. El-Bârî ismi de bu kutsal listede yer alan, derin anlamlar taşıyan isimlerden biridir.
El-Bârî Arapça kökenli bir isim olup, “B-R-E” (برأ) kökünden türemiştir. Bu kök, “yaratmak”, “kusursuzca şekil vermek”, “örneksiz ve modelsiz ortaya çıkarmak” anlamlarına gelir.
Bu isim, yaratma fiilindeki benzersizliği ve kusursuzluğu vurgular. Yani El-Bârî, sadece “yaratan” değil, “en güzel ve en mükemmel şekilde, özgün olarak yaratan” demektir.
Bu isim, Kur’an-ı Kerim’de Haşr Suresi 24. ayette geçmektedir:
“O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olan her şey O’nun şanını yüceltmektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir.” (Haşr, 59:24)
Ayette geçen “el-Bâriü” ifadesi, Allah’ın yaratıcılığının niteliğini açıkça ortaya koyar. Ayrıca bu isim, “el-Hâlık” (planlayıp takdir eden) ve “el-Musavvir” (her bir varlığa özel şekil veren) isimleriyle birlikte anılır. Bu üç isim, yaratma sürecinin aşamalarını simgeler gibidir.
Bu ismi anlamak ve üzerinde tefekkür etmek, insana şunları hatırlatır:
Müminler, bu ismin anlamını hayatlarına şu şekillerde yansıtabilir:
El-Bârî ismi, bize evrenin ve içindeki her detayın rastgele ve tesadüfi olmadığını, aksine üstün bir ilim, hikmet ve sanatla kusursuzca yaratıldığını hatırlatır. Bu ismi anlamak, insana hem bir tevazu (aciz olduğunu bilmek) hem de bir şükür (bu mükemmelliğe mazhar olmanın farkına varmak) vesilesi olur. Esmâ-i Hüsnâ’yı öğrenmek ve anlamak, imanı derinleştiren, kalbi huzurla dolduran bir yolculuktur.