Eskici ve Oğulları, Türk edebiyatının usta kalemi Reşat Nuri Güntekin'in 1950 yılında yayımlanan önemli romanlarından biridir. Eser, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'nin geçirdiği sosyal ve ekonomik dönüşümü, bir aile üzerinden etkileyici bir şekilde anlatır.
Roman, İstanbul'da yaşayan eskici Ali Efendi ve iki oğlunun hikayesini anlatır. Ali Efendi, dedelerinden kalma eskicilik mesleğini büyük bir özenle sürdürmektedir. Ancak oğullarından Mehmet, bu geleneksel mesleği çağdışı bulur ve modern işlere yönelmek ister.
Baba ile oğul arasındaki bu çatışma, aslında geleneksel değerler ile modernleşme arasındaki çelişkiyi simgeler. Mehmet, babasının dükkanını kapatıp daha "çağdaş" bir iş kurmak isterken, Ali Efendi atalarından kalan mesleğin onuru ve değeri olduğuna inanır.
Çatışma, Mehmet'in babasını ikna ederek dükkanı kapatması ve yeni bir iş kurmasıyla doruğa ulaşır. Ancak bu modern girişim beklenen başarıyı getirmez. Mehmet'in işleri kötü giderken, aile hem maddi hem manevi zorluklar yaşamaya başlar.
Reşat Nuri Güntekin, bu romanında köklerinden kopmadan modernleşmenin önemine vurgu yapar. Eser, geleneksel değerleri tamamen reddetmenin de, değişime tamamen kapalı olmanın da doğru olmadığını, dengeli bir yaklaşım gerektiğini gösterir.
Roman, sade ve akıcı diliyle, derin sosyolojik tahlilleri birleştirerek, Türk toplumunun bir dönemine ışık tutan önemli bir edebi eserdir. Güntekin'in karakterleri, okuyucuyu hem duygusal hem de düşünsel bir yolculuğa çıkarır.
Özetle: Eskici ve Oğulları, değişen dünyada geleneksel değerlerin yerini sorgulayan, kuşaklar arası çatışmayı insani boyutlarıyla ele alan, zamansız bir Türk klasiğidir.