Geleneksel Türk tiyatrosu, kökleri Orta Asya'ya kadar uzanan, zengin bir kültürel mirastır. Sözlü geleneğe dayalı bu tiyatro türleri, yüzyıllar boyunca halkın eğlencesi olmuş, aynı zamanda toplumsal değerleri ve eleştirileri de sahneye taşımıştır. Karagöz, Meddah ve Orta Oyunu, bu geleneğin en önemli temsilcileridir.
Karagöz, Türk gölge oyununun en bilinen karakteridir. Deriden yapılan tasvirlerin, ışık yardımıyla beyaz bir perdeye yansıtılmasıyla oynanan bu oyunda, Karagöz ve Hacivat arasındaki diyaloglar ön plandadır.
Karagöz, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir eleştiri ve hiciv platformu olmuştur. Toplumsal aksaklıklar, siyasi göndermeler ve günlük yaşamdaki komik olaylar, Karagöz'ün dilinden halka aktarılmıştır.
Meddah, tek bir oyuncunun çeşitli hikayeler anlatarak, farklı karakterleri canlandırarak ve taklitler yaparak gösteri sunduğu bir tiyatro türüdür. Meddah, hem anlatıcı hem de oyuncudur. Genellikle bir baston ve bir mendil kullanarak, farklı karakterleri ve mekanları canlandırır.
Meddahlık, sadece bir hikaye anlatma sanatı değil, aynı zamanda güçlü bir hafıza, doğaçlama yeteneği ve etkileyici bir anlatım becerisi gerektirir. Meddah, seyirciyle doğrudan iletişim kurarak, onları hikayenin içine çeker ve eğlendirir.
Orta Oyunu, etrafı seyircilerle çevrili bir alanda (meydan) oynanan, doğaçlamaya dayalı bir tiyatro türüdür. Karagöz'ün canlı sahneye uyarlanmış hali olarak da düşünülebilir. Oyuncular, belirli bir metne bağlı kalmadan, o anki duruma göre doğaçlama yaparak oyunu geliştirirler.
Orta Oyunu, seyirciyle doğrudan etkileşim kuran, canlı ve hareketli bir tiyatro türüdür. Oyuncular, seyircilerin tepkilerine göre oyunu yönlendirir, doğaçlama yaparak güldürür ve eğlendirirler.