Hendek Savaşı (Arapça: غزوة الخندق), 627 yılında (Hicri 5. yılın Şevval ayında) Medine'de gerçekleşen ve İslam tarihinin en kritik muharebelerinden biri olarak kabul edilen savunma savaşıdır. Savaş, Müslümanlar ile Kureyş müşrikleri ve müttefik Arap kabilelerinden oluşan koalisyon arasında yaşanmıştır. İsmini, Savunma için kazılan hendeklerden alan bu savaş, stratejik bir dönüm noktası olmuştur.
Savaşın en belirgin özelliği, o dönem Arap yarımadasında bilinmeyen bir savunma yöntemi olan hendek kazma fikrinin ilk kez uygulanmasıdır. Bu fikir, Selman-ı Farisi tarafından önerilmiş ve Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından kabul edilmiştir. Medine'nin savunmasız noktalarına kazılan hendekler, düşman atlılarının ve piyadelerinin şehre girişini engellemiş, kuvvetler arasındaki sayısal dengesizliği strateji ile dengelemiştir.
Savaş, Medine'deki Yahudi kabilesi Beni Kurayza'nın anlaşmalarını bozarak müşrik ittifakına katılma ihtimaliyle Müslümanları iki ateş arasında bırakmıştır. Bu durum, siyasi ittifakların kırılganlığını ve iç tehdidin ne denli büyük olabileceğini göstermiştir.
Müşrik koalisyonunun 10.000'den fazla askere sahip olduğu rivayet edilirken, Müslümanların sayısı yaklaşık 3.000 kişiydi. Bu ezici üstünlüğe rağmen Müslümanların direnişi, inanç ve azmin maddi gücü dengeleyebileceğinin somut bir örneği olmuştur.
Yaklaşık bir ay süren kuşatma, şiddetli bir fırtına ve koalisyon içindeki çözülmeler sonucunda müşrik ordusunun geri çekilmesiyle sona erdi. Bu çekilme, Kureyş'in Müslümanları yok etme umudunu büyük ölçüde kaybetmesine ve inisiyatifin Müslümanlara geçmesine yol açtı.
Antlaşmayı ihlal eden Beni Kurayza kabilesi, kuşatma sonrasında savaş hukuku kuralları çerçevesinde yargılanmış ve verilen hüküm uygulanmıştır. Bu olay, Medine'deki Siyasi birliğin sağlanmasında önemli bir adım olmuştur.
Savaşın sonucu, Arap yarımadasındaki diğer kabileler nezdinde Müslümanların askeri ve siyasi bir güç olarak tanınmasını hızlandırdı. Hendek Savaşı'ndan sonra Müslümanlar daha çok taarruz ve fetih hareketlerinde bulunmaya başladı.
Müslümanlar, bu savaşla "Yenilmezlik" mitini yıkan müşrik ordusuna karşı büyük bir moral üstünlük elde etti. Bu durum, ilerleyen yıllarda gerçekleşecek Hudeybiye Antlaşması ve Mekke'nin Fethi gibi gelişmelerin zeminini hazırladı.
Hendek Savaşı, sadece askeri bir çarpışma değil, aynı zamanda dayanışma, sabır, stratejik düşünce ve inancın sınandığı bir süreçtir. Savunma inovasyonu (hendek), istihbaratın önemi, toplumsal birlik ve psikolojik direnç gibi unsurlar, bu savaşın evrensel tarih dersleri olarak öne çıkmaktadır. İslam tarihi açısından bakıldığında, Medine döneminin en zorlu imtihanlarından biri olan Hendek Savaşı, İslam toplumunun geleceğini güvence altına alan temel taşlardan biri olmuştur.