19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu, "Hasta Adam" olarak anılıyordu. II. Abdülhamid'in 1878'de Meclis-i Mebusan'ı kapatarak başlattığı istibdat dönemi, aydınlar ve genç subaylar arasında özgürlük ve meşrutiyet taleplerini artırmıştı. Bu dönemde, İttihat ve Terakki Cemiyeti gizli bir örgüt olarak faaliyet gösteriyor, anayasal monarşinin yeniden tesis edilmesi için çalışıyordu.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1889'da İttihad-ı Osmani adıyla kurulmuş, daha sonra İttihat ve Terakki adını almıştı. Özellikle genç subaylar, doktorlar ve bürokratlar arasında hızla yayılan cemiyet, II. Abdülhamid yönetimine karşı örgütleniyordu. Cemiyetin temel hedefleri şunlardı:
1908 yılına gelindiğinde, Osmanlı İmparatorluğu iç ve dış sorunlarla boğuşuyordu. Reval Görüşmeleri'nde İngiltere ve Rusya'nın Osmanlı topraklarını paylaşma planları, İttihat ve Terakki'yi harekete geçirdi. Cemiyetin önde gelen isimlerinden Resneli Niyazi Bey ve Enver Bey, Makedonya'da dağa çıkarak ayaklandılar.
Manastır ve Selanik'te başlayan isyan hızla yayıldı. İsyanın büyümesi ve İstanbul'a yürüme tehdidi karşısında II. Abdülhamid, 23 Temmuz 1908'de Kanun-ı Esasi'yi yeniden yürürlüğe koydu ve II. Meşrutiyet'i ilan etti. Bu tarih, Osmanlı tarihinde "Hürriyetin İlanı" olarak anıldı.
Meşrutiyetin ilanı, imparatorluğun dört bir yanında büyük bir coşkuyla karşılandı. Halk sokaklara döküldü, "Hürriyet", "Adalet", "Müsavat" (Eşitlik) sloganları atıldı. Bu dönemde:
II. Meşrutiyet dönemi beklenen istikrarı hemen getirmedi. 13 Nisan 1909'da (Rumi takvime göre 31 Mart) meşrutiyet karşıtları tarafından bir isyan çıktı. İsyan, Selanik'ten gelen Hareket Ordusu tarafından bastırıldı. Bu olayın ardından:
II. Meşrutiyet, Osmanlı tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır:
II. Meşrutiyet dönemi, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı gibi büyük savaşlarla geçti. İttihat ve Terakki'nin 1913'teki Bâb-ı Âli Baskını ile tam anlamıyla diktatörlük kurması, meşrutiyet ideallerinden uzaklaşılmasına neden oldu. İmparatorluğun I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasıyla birlikte İttihat ve Terakki liderleri yurtdışına kaçtı ve parti kendini feshetti.
Ancak II. Meşrutiyet dönemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolda önemli bir aşama olmuş, pek çok Cumhuriyet dönemi devlet adamı ve aydını bu dönemde yetişmiştir. Meşrutiyetin getirdiği parlamenter sistem, anayasal düzen ve modernleşme çabaları, Cumhuriyet'in temelini oluşturmuştur.