avatar
aysegul_oz
160 puan • 94 soru • 65 cevap
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Lozandan kalan sorunlar

Lozan Antlaşması'nın bazı konuları tam olarak çözemediğini duydum. Özellikle boğazlar ve Hatay gibi meselelerin daha sonra tekrar gündeme geldiğini öğrendim. Hangi ana başlıklarda sorunlar kaldığını merak ediyorum.
WhatsApp'ta Paylaş
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
Cihan.Demir
40 puan • 75 soru • 71 cevap
# 📜 Lozan’dan Kalan Sorunlar: Bir Antlaşmanın Gölgesinde Kalan Meseleler

Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu niteliğinde, modern Türkiye'nin sınırlarını ve egemenlik haklarını büyük ölçüde tesis eden tarihi bir belgedir. 24 Temmuz 1923'te imzalanan antlaşma, Kurtuluş Savaşı'nı diplomatik zaferle taçlandırmıştır. Ancak, her karmaşık uluslararası müzakerelerde olduğu gibi, Lozan'da da tam olarak çözülemeyen, geleceğe ertelenen veya zaman içinde yeniden gündeme gelen bazı sorunlar kalmıştır. Bu yazıda, "Lozan'dan kalan sorunlar" olarak anılan bu meseleleri ele alacağız.

🏛️ Lozan Antlaşması'nın Ruhu ve Kısıtları

Antlaşma, "Yakın Doğu Sorunu"nu (Şark Meselesi) bitirmeyi ve Türkiye ile İtilaf Devletleri arasında kalıcı bir barış tesis etmeyi amaçlıyordu. Ancak tarafların uzlaşamadığı noktalar, ya antlaşma metninden tamamen çıkarıldı ya da muğlak ifadelerle geçiştirildi. Bu durum, ilerleyen yıllarda diplomatik gerilimlerin temelini oluşturdu.

⚔️ Çözülemeyen veya Ertelenen Başlıca Sorunlar

🗺️ 1. Hatay Sorunu (İskenderun Sancağı)

Lozan'da, Fransa ile Türkiye arasındaki anlaşmazlık nedeniyle, İskenderun Sancağı özel bir statüyle Suriye'ye bırakıldı. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kırk asırlık Türk yurdu" diye andığı Hatay, antlaşmanın açık bıraktığı en önemli sorundu. Nihayetinde, Türkiye'nin kararlı diplomasisi sayesinde 1939'da anavatana katıldı. Bu, Lozan'dan kalan bir sorunun barışçıl yollarla çözüldüğü başarılı bir örnektir.

🏝️ 2. Ege Denizi'ndeki Sorunlar

Lozan, Ege'deki düzeni büyük ölçüde belirlese de, sonraki onyıllarda Yunanistan ile aşağıdaki anlaşmazlıklar derinleşti:

  • 🛳️ Karasuları ve Kıta Sahanlığı: Antlaşmada karasuları genişliği 3 deniz mili olarak belirlenmişti. Yunanistan'ın bunu önce 6, sonra 12 mile çıkarma girişimleri, Türkiye için casus belli (savaş sebebi) sayılan ciddi bir gerilim kaynağı oldu.
  • ✈️ FIR Hattı ve Hava Sahası: Hava trafik kontrol sorumluluğu (FIR) ile ulusal hava sahası kavramları karıştırılmakta, bu da sık sık diplomatik krizlere yol açmaktadır.
  • 🏝️ Adaların Silahsızlandırılması: Lozan ve 1947 Paris Antlaşması, Doğu Ege adalarının silahsızlandırılmasını şart koşmuştur. Yunanistan'ın bu adaları silahlandırması, Türkiye tarafından antlaşmaların ihlali olarak görülmektedir.

📜 3. Azınlıklar ve Patrikhane Sorunu

Lozan'da sadece gayrimüslim azınlıklar (Rum, Ermeni, Yahudi) resmi azınlık statüsü aldı. Fener Rum Patrikhanesi'nin statüsü ise netleştirilmedi. "Ekümenik" (Evrensel) sıfatı ve Patrikhane'nin uluslararası hukuki kişiliği, Türkiye ile Patrikhane arasında zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Türkiye, Patrikhane'nin sadece Türkiye'deki Rum cemaatinin dini liderliğini yapan bir kurum olduğunu savunmaktadır.

💧 4. Musul-Kerkük Sorunu

Lozan'da çözülemeyen en ağır konulardan biriydi. İngiltere ile varılan uzlaşmazlık sonucu, mesele Milletler Cemiyeti'ne bırakıldı. 1926'da imzalanan Ankara Antlaşması ile bölge, Irak'a bırakıldı; karşılığında Türkiye, 25 yıl süreyle petrol gelirlerinden %10 pay aldı. Bu, Misak-ı Milli'den verilen önemli bir tavizdi.

📚 5. Yabancı Okullar Sorunu

Antlaşmada, Türkiye'deki yabancı okulların Türk kanunlarına ve eğitim düzenlemelerine uyacağı belirtilmişti. Ancak bu okulların denetimi, müfredatı ve dini propagandaya açık olup olmadıkları, uzun yıllar Türkiye ile bazı batılı devletler arasında sorun teşkil etti.

🔍 Modern Yansımalar ve Değerlendirme

Bugün "Lozan'dan kalan sorunlar" dendiğinde, genellikle Ege'deki egemenlik hakları ve antlaşma hükümlerinin uygulanması öne çıkmaktadır. Türk dış politikasının temel dayanaklarından biri, Lozan Antlaşması'nın ruhuna ve hükümlerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktır. Unutulmamalıdır ki Lozan, bir sonuç değil, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası arenada eşit bir devlet olarak var olma mücadelesinin başlangıç noktasıdır. Kalan sorunlar, dönemin koşullarında mümkün olan azami başarının ürünü olan antlaşmanın, dinamik uluslararası ilişkiler ortamında yeni yorumlara ve diplomatik mücadelelere konu olmasının doğal bir sonucudur.

Lozan'ın mirası, yalnızca çizdiği sınırlar değil, aynı zamanda Türkiye'nin egemenliğinden ve haklarından asla taviz vermeyeceği ilkesini dünyaya ilan etmiş olmasıdır. Bugün de bu ilke, bahsi geçen sorunların çözümündeki temel referans noktası olmaya devam etmektedir.

Yorumlar