Tarih boyunca büyük devletler ve imparatorluklar, etkili yönetim ve askeri zaferler için yenilikçi sistemler geliştirmiştir. Bu sistemlerden biri, günümüzde bile hayranlık uyandıran bir organizasyon şeması olan Onlu Sistem'dir. Bu sistem, özellikle Mete Han (Modu Chanyu) ile özdeşleşmiş, Hun İmparatorluğu'nun ve sonrasında pek çok Türk devletinin temel taşı olmuştur.
Mete Han (M.Ö. 234 - M.Ö. 174), Büyük Hun İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarıdır. Tarihte, Çin kaynaklarında "Modu" olarak geçer. Babası Teoman'ı tahttan indirerek iktidarı ele geçirmiş, disiplinli ordusuyla Çin'i vergiye bağlamış ve Orta Asya'daki Türk boylarını bir araya getirerek güçlü bir konfederasyon oluşturmuştur. Onun en kalıcı mirası, askeri ve idari yapıyı dönüştüren Onlu Sistem'dir.
Onlu Sistem, adından da anlaşılacağı üzere, ordunun ve devlet yönetiminin 10'un katları şeklinde hiyerarşik olarak örgütlenmesidir. Bu sistem sadece bir askeri birlik düzeni değil, aynı zamanda sosyal ve idari bir yapılanma modelidir.
En üstte ise doğrudan Kağan (Mete Han) bulunurdu. Bu yapı, emir-komuta zincirini son derece net, hızlı ve esnek hale getiriyordu.
Sistem sadece savaş alanıyla sınırlı değildi. Göçebe toplumun sosyal yapısı da buna göre düzenlenmişti. Aileler, obalar, boylar ve nihayetinde il (devlet) benzer bir onlu düzen içinde örgütleniyordu. Bu, vergi toplamadan, nüfus sayımına, iş bölümünden, sorumluluk dağılımına kadar her alanda etkili bir yönetim sağlıyordu.
Mete Han'ın bu sistemi, sadece Hunlar için değil, onlardan sonra gelen Göktürkler, Moğollar (Cengiz Han'ın ordusu) ve hatta Osmanlı İmparatorluğu dahil olmak üzere tüm bozkır devletleri için bir model oldu. Osmanlı'da görülen onluk, yüzlük, binlik teşkilatlanma ve timar sistemi bu geleneğin bir uzantısıdır.
Günümüzde bile dünya ordularının çoğu (takım, bölük, tabur, alay...) benzer bir ondalık hiyerarşik yapıyı kullanmaktadır. Bu da Mete Han'ın, askeri organizasyon tarihinde ne kadar öncü ve etkili bir lider olduğunun kanıtıdır.
Onlu Sistem, Mete Han'ın dehasının bir ürünü olarak, askeri zaferlerin yanı sıra güçlü ve merkezi bir devlet yapısı inşa etmenin temel taşıydı. Sadece bir savaş düzeni değil, bir "devlet kurma ve yönetme sanatı" olan bu sistem, Türk devlet geleneğinin en belirgin ve kalıcı özelliklerinden biri haline gelmiştir.