Tarihsel bilgi, geçmişte yaşanmış olayları anlamak ve yorumlamak için kullandığımız bilgidir. Bu bilgiyi elde etmek için tarihçiler çeşitli kaynaklara başvurur. Bu kaynaklar genel olarak iki ana gruba ayrılır:
Olayın yaşandığı dönemden kalan ve o dönemi doğrudan yansıtan kaynaklardır. Bu kaynaklar, tarihçiye en saf ve en doğrudan bilgiyi sağlar.
Olayların yaşandığı dönemden sonra, birincil kaynakları kullanarak hazırlanmış eserlerdir. Bu kaynaklar, olayları analiz eder ve yorumlar.
Tarihsel bir bilgiyi güvenilir bir şekilde ortaya koymak, sistematik bir çalışma gerektirir. Bu süreç genellikle şu adımları içerir:
İncelenecek konuyla ilgili tüm birincil ve ikincil kaynaklar taranır. Kütüphaneler, arşivler ve müzeler bu aşamanın temel mekânlarıdır.
Toplanan kaynaklar; türlerine (yazılı, sözlü, görsel), güvenilirliklerine ve konularına göre sınıflandırılır. Bu, karışıklığı önler ve çalışmayı kolaylaştırır.
Bu, tarih metodolojisinin en önemli aşamasıdır. Eleştiri ikiye ayrılır:
Eleştirilerek güvenilir olduğuna karar verilen bilgiler bir araya getirilir. Çelişkili bilgiler değerlendirilir, birbiriyle örtüşen bilgiler birleştirilerek tutarlı ve anlamlı bir bütün oluşturulur.
Elde edilen sonuçlar, belirli bir plan dahilinde, anlaşılır bir dille yazıya veya anlatıma dökülür. Tarihçi, olguları basitçe sıralamakla kalmaz, onları sebep-sonuç ilişkileri içinde açıklar ve kendi bilimsel yorumunu katarak bir anlamlandırma süreci gerçekleştirir.
Özetle: Tarihsel bilgi, rastgele veya hazır bir şekilde bulunmaz. Titiz bir kaynak toplama, eleştirel analiz ve bilimsel sentez sürecinin sonucunda inşa edilir. Her tarihsel iddia, bu yöntemle desteklendiği ölçüde güvenilir kabul edilir.