Varoluşçu felsefeye göre insan, dünyaya fırlatılmış bir varlıktır ve kendi anlamını kendisi yaratmak zorundadır. Bu durum, insana hem büyük bir özgürlük hem de ağır bir sorumluluk yükler.
Bu parçada "anlam arayışı"nın hangi boyutu ele alınmaktadır?
A) Toplumsal normların birey üzerindeki etkisi
B) Bireyin kendi varoluşuna anlam katma zorunluluğu
C) Dini inançların anlam arayışındaki rolü
D) Bilimsel keşiflerin hayatı anlamlandırmadaki yeri
E) Geçmiş deneyimlerin geleceği şekillendirmesi
Merhaba sevgili öğrenciler!
Bu soruyu varoluşçu felsefenin temel ilkelerini anlayarak çözebiliriz. Parçada, insanın dünyaya "fırlatılmış" bir varlık olduğu ve kendi anlamını yaratmak zorunda olduğu vurgulanıyor. Bu durum, anlam arayışının hangi boyutunu ele alıyor, gelin birlikte inceleyelim:
- A) Toplumsal normların birey üzerindeki etkisi: Parçada toplumsal normlardan bahsedilmiyor. Varoluşçuluk daha çok bireyin kendi öznel deneyimine odaklanır.
- B) Bireyin kendi varoluşuna anlam katma zorunluluğu: İşte bu doğru cevabımız! Parçada tam olarak bu durum ifade ediliyor. İnsan, dünyaya hazır bir anlamla gelmez; anlamı kendi seçimleri ve eylemleriyle yaratmak zorundadır. Bu da bireyin kendi varoluşuna anlam katma zorunluluğunu gösterir.
- C) Dini inançların anlam arayışındaki rolü: Parçada din ile ilgili bir ifade bulunmuyor. Varoluşçuluk, dini inançlardan bağımsız olarak bireyin kendi anlamını yaratmasına odaklanır.
- D) Bilimsel keşiflerin hayatı anlamlandırmadaki yeri: Parçada bilimsel keşiflerden de bahsedilmiyor. Varoluşçuluk, anlamı bilimsel açıklamalarda değil, bireyin öznel deneyiminde arar.
- E) Geçmiş deneyimlerin geleceği şekillendirmesi: Parçada geçmiş deneyimlerin geleceği nasıl etkilediğinden bahsedilmiyor. Varoluşçuluk daha çok "şimdi"ye ve gelecekteki seçimlere odaklanır.
Gördüğünüz gibi, parçada vurgulanan temel fikir, bireyin kendi varoluşuna anlam katma zorunluluğudur. Varoluşçu felsefe, her birimizin kendi anlamımızı yaratma sorumluluğuna sahip olduğunu savunur.
Cevap B seçeneğidir.
