2. Sınıf Bir Görüşe Katılıp Katılmadığını Nedenleriyle Açıklama

Örnek 03 / 04
Soru:

"Roman kahramanları, topluma örnek olabilecek 'kusursuz' karakterler olmalıdır." Siz bu iddiayı destekliyor musunuz? Düşüncelerinizi mantıklı argümanlarla temellendiriniz.

Çözüm:

💡 Bu soru, edebiyatın ahlaki işlevi ile gerçekçilik ve insan doğasının temsili arasındaki dengeyi sorgulamamızı istiyor.

  • ➡️ 1. Adım: Görüşü Anlama: Görüş, edebiyatın temel işlevini didaktik (öğretici) bir araç olarak görmekte ve roman kişilerini "ideal tip"ler olarak kurgulamayı savunmaktadır.
  • ➡️ 2. Adım: Konum Belirleme: Bu görüşe kesinlikle katılmıyorum. Edebiyatın asıl amacı ahlak dersi vermek değil, insanı ve hayatı olduğu gibi, tüm karmaşıklığıyla anlatmaktır.
  • ➡️ 3. Adım: Nedenleri Sıralama: İşte bu görüşe katılmamamın temel sebepleri:
    • Gerçekçilik: Gerçek hayatta "kusursuz" insanlar yoktur. Edebiyat, insanı zaafları, çelişkileri ve kusurlarıyla yansıttığı ölçüde inandırıcı ve güçlü olur. Tolstoy'un Anna Karenina'sı veya Balzac'ın karakterleri bu yüzden unutulmazdır.
    • Okuyucu ile Özdeşim: Okuyucular, kendilerine benzeyen, hata yapabilen, mücadele eden karakterlerle daha kolay özdeşim kurar. Kusursuz bir kahraman, ulaşılmaz ve yapay kalabilir.
    • Edebiyatın İşlevi: Edebiyatın görevi "örnek insan" çizmekten ziyade, insanlık durumunu sorgulamak, empati kurmayı sağlamak ve okuyucuyu düşündürmektir. Bazen "kötü" veya "anti-kahraman" karakterler (Örn: Dostoyevski'nin Raskolnikov'u) bu işlevi en iyi şekilde yerine getirir.

✅ Sonuç olarak, kusursuz karakterler edebiyatı sığ ve didaktik bir hale getirebilir. Edebiyatın büyüsü, insan ruhunun derinliklerine inebilmesi ve buradaki karanlık ve aydınlık taraflarıyla bütünlüklü bir portre çizebilmesidir.

1 2 3 4