Edebiyatımızın en zarif ve en sevilen nazım şekillerinden biri olan gazel, Arap edebiyatından Fars edebiyatına, oradan da Türk edebiyatına geçmiş ve yüzyıllar boyunca en güzel örneklerini divan şairlerimizin kaleminden vermiştir. Bu yazıda, gazelin ne olduğunu, özelliklerini ve edebiyatımızdaki yerini detaylıca inceleyeceğiz.
Gazel, Arapça kökenli bir kelime olup "kadınlarla aşk üzerine konuşmak" anlamına gelir. Klasik Türk edebiyatında ise, genellikle aşk, sevgili, şarap ve ayrılık gibi temaları işleyen, belirli bir kafiye düzeniyle yazılan bir nazım biçimidir. Gazeller, divan edebiyatının en yaygın kullanılan formlarından biridir ve şairlerin ustalıklarını göstermek için sıklıkla başvurduğu bir türdür.
Gazel, Türk edebiyatında özellikle Fuzuli, Baki, Nedim ve Şeyh Galip gibi büyük şairlerin elinde zirveye ulaşmıştır. Her biri gazeli kendi üslubuyla yorumlamış ve bu türe unutulmaz eserler kazandırmıştır.
"Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kîl ü kâl imiş ancak"
Anlamı: "Dünyada her ne varsa aşktır; ilim ise boş laftan ibarettir."
Gazel, yüzyıllar boyunca Türk edebiyatının temel taşlarından biri olmuş, şairlerin duygu ve düşüncelerini en ince şekilde ifade etmelerine olanak sağlamıştır. Günümüzde bile, bu kadim nazım şekli, estetik değeri ve derin anlamlarıyla okurları büyülemeye devam etmektedir.