Güçler ayrılığı, modern demokratik devletlerin işleyişini düzenleyen temel bir anayasal ilkedir. Devletin yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının birbirinden bağımsız organlar tarafından yerine getirilmesini ve bu organların birbirini denetlemesini öngörür. Bu sistem, tek bir kişi veya kurumun mutlak güce sahip olmasını engelleyerek özgürlüklerin ve hukuk devletinin garantisi olarak kabul edilir.
İlke, ilk olarak Fransız düşünür Montesquieu'nün 1748'de yayımlanan "De l'esprit des lois" (Kanunların Ruhu) adlı eserinde sistemli bir şekilde ortaya konmuştur. Montesquieu, despotizmi önlemenin en etkili yolunun, devlet gücünü farklı organlara dağıtmak olduğunu savunmuştur. Bu fikir, özellikle ABD Anayasası'nın hazırlanışında büyük etki yaratmış ve günümüzün pek çok demokratik anayasasının temel taşı olmuştur.
Görevi: Toplumun ihtiyaçları doğrultusunda kanun yapmak, değiştirmek ve kaldırmaktır.
Organı: Genellikle parlamento (meclis, kongre vb.) tarafından temsil edilir. Halk tarafından seçilen milletvekillerinden oluşur.
Görevi: Yasama organının çıkardığı kanunları uygulamak ve yürütmektir. Devleti içte ve dışta temsil eder.
Organı: Cumhurbaşkanı/Başbakan/Premier ve Bakanlar Kurulu (Hükümet) tarafından temsil edilir. Kamu yönetimini ve ordunun başkomutanlığını elinde bulundurur.
Görevi: Kanunların uygulanması sırasında çıkan anlaşmazlıkları bağımsız ve tarafsız bir şekilde çözmek ve adaleti sağlamaktır.
Organı: Mahkemeler ve bağımsız yargıç/hakimler tarafından temsil edilir. Yargının bağımsızlığı, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Güçler ayrılığı ilkesi, tüm demokratik sistemlerde aynı şekilde uygulanmaz. İki temel model vardır:
Örnek: ABD bu modelin klasik örneğidir. Yasama ve yürütme organları kesin bir şekilde ayrılmıştır. Cumhurbaşkanı (yürütme) halk tarafından seçilir, parlamentonun (yasama) güvenoyuna ihtiyaç duymaz ve parlamentoyu feshedemez. Benzer şekilde, parlamento da başkanı görevden alamaz (impeachment/azil gibi çok özel durumlar hariç).
Örnek: Birleşik Krallık, Almanya gibi ülkeler. Bu sistemde yasama ve yürütme organları daha fazla iş birliği içindedir. Hükümet (yürütme), parlamentonun (yasama) güvenine dayanır. Parlamento, hükümeti güvensizlik oyuyla düşürebilir; hükümet veya devlet başkanı da bazı şartlarla parlamentoyu feshedebilir. Burada "güçler ayrılığı"ndan ziyade "güçlerin iş birliği ve dengesi"nden söz edilebilir.
Güçler ayrılığı, sadece bir devlet örgütlenme modeli değil, aynı zamanda özgürlük, eşitlik ve adalet gibi evrensel değerleri korumanın bir aracıdır. Gücün sınırlandırılmadığı ve denetlenmediği yerde, bireyin özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle, sağlıklı işleyen bir güçler ayrılığı mekanizması, her demokratik toplumun vazgeçilmez temelidir.