Necip Fazıl Kısakürek, Türk edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Onun şiirleri, derin anlamları, mistik öğeleri ve güçlü imgeleriyle dikkat çeker. Necip Fazıl, aynı zamanda saf şiir anlayışının da önemli temsilcilerindendir.
Saf şiir, şiirin her türlü ideolojik ve didaktik amaçtan arındırılması gerektiğini savunan bir akımdır. Bu akıma göre şiir, sadece estetik bir değer taşımalı, okuyucuda güzel duygular uyandırmalıdır. Saf şiirde anlam kapalılığı, sembolizm ve ses ahengi ön plandadır.
Necip Fazıl'ın en ünlü şiirlerinden biri olan Kaldırımlar, şairin yalnızlık, yabancılaşma ve arayış temalarını işlediği bir başyapıttır. Şiirde kaldırımlar, şairin iç dünyasının bir yansıması olarak karşımıza çıkar.
Ruhumda hicranın yeli esiyor;
Kaldırımlar, ey şehir, ey şehir, şehir!
Ey sensiz geçen günler, neler veriyor!
Kaldırımlar, ey şehir, ey şehir, şehir!
Orman şiiri, Necip Fazıl'ın doğa ile kurduğu derin bağı ve metafiziksel arayışlarını yansıtır. Orman, şair için bir sığınak, bir ilham kaynağıdır.
Uyu ey orman, uyu! Bu ne derin uyku!
Bütün bir kâinat seninle beraber uyu!
Belki rüyanda görürsün, o eski günü,
Uyu ey orman, uyu! Bu ne derin uyku!
Çile, Necip Fazıl'ın hayatının ve düşüncelerinin bir özeti niteliğindedir. Şiirde, insanın varoluşsal sancıları, aşk, ölüm ve Tanrı arayışı gibi temalar işlenir.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Necip Fazıl Kısakürek'in saf şiir örnekleri, Türk edebiyatının önemli bir parçasıdır. Bu şiirler, okuyucuyu derin düşüncelere sevk ederken, aynı zamanda estetik bir zevk de sunar.