Soru:
İslamiyet öncesi Türk devletlerinde hükümdarın egemenlik hakkı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?
- A) Tanrı tarafından verildiğine inanılırdı (Kut İnancı).
- B) Hükümdarlık hakkının kan yoluyla geçtiği kabul edilirdi.
- C) Hükümdarın yetkileri sınırsız değildi, toy (kurultay) gibi meclisler onun yetkilerini sınırlandırırdı.
- D) Hükümdar, ülkeyi hanedanın ortak malı sayardı.
- E) Hükümdarın ölümünden sonra tahta kimin geçeceği kesin kurallarla belirlenmişti.
Çözüm:
💡 Bu soru, İslamiyet öncesi Türk devlet geleneğindeki "veraset sistemi"nin doğasını ve belirsizliğini kavramayı gerektirir.
- ➡️ Birinci adım, Kut inancı, hanedanın ortak malı anlayışı ve kurultayın varlığı gibi temel doğruları gözden geçirmektir. A, B, C ve D seçenekleri bu doğruları yansıtır.
- ➡️ İkinci adım, veraset sisteminin işleyişine odaklanmaktır. Ülke hanedanın ortak malı kabul edildiği için, hükümdar öldüğünde taht için birden fazla aday (hanedan üyesi) ortaya çıkardı.
- ➡️ Üçüncü adım, bu durumun sonucunu analiz etmektir. Kimin tahta geçeceğine dair kesin ve değişmez bir kural yoktu. Taht kavgaları yaşanır ve gücü elinde bulunduran, etrafına toplayan veya başarılı olan şehzade tahta çıkardı. Bu bir belirsizlik ve mücadele alanıydı.
✅ Sonuç olarak, E seçeneğinde belirtilen "kesin kurallarla belirlenmişti" ifadesi, bu dönem Türk devlet geleneğine aykırıdır ve sorunun istenen cevabıdır.