Bir yazarın, bir kahvehanede oturan müşterilerin yüz ifadelerinden, bir simitçinin ses tonundan, denizin rengindeki anlık değişimlerden ilham alarak hikayeler yazdığını düşünelim. Bu yazar, büyük olaylar yerine günlük yaşamın küçük ayrıntılarına odaklanarak, okuyucuya adeta bir anın fotoğrafını sunar.
Yukarıda betimlenen yazarın yaklaşımı, Sait Faik Abasıyanık'ın hikaye anlayışının hangi özelliğiyle örtüşmektedir?