Bir yazar, hikayelerinde toplumun "öteki" olarak gördüğü, kenarda kalmış, unutulmuş insanlara, balıkçılara, hamallara, işsizlere, küçük esnafa büyük bir sevgi ve anlayışla yaklaşır. Onların dertlerini, sevinçlerini, umutlarını ve hayal kırıklıklarını yargılamadan, içtenlikle anlatır.
Bu yaklaşım, Sait Faik Abasıyanık'ın hikayeciliğinin hangi temel ilkesiyle doğrudan ilişkilidir?