"Bir balıkçı kahvesinde oturmuş, denizin kokusunu içime çekerken, karşımdaki ihtiyar balıkçının nasırlı ellerine takıldı gözlerim. Her bir çizgi, sanki fırtınalı denizlerde geçen bir ömrün sessiz tanığıydı. Onun hikayesini dinlemesem de, o eller bana her şeyi anlatıyordu."
Bu metin, Sait Faik Abasıyanık'ın hikaye anlayışının hangi temel özelliğini yansıtmaktadır?