Soru:
"İçeri girer girmez ışığı yaktı." ve "İçerideki sesleri duyuyor musun?" cümlelerinde geçen "içeri" ve "içerideki" sözcüklerinin türlerini karşılaştırarak, yer-yön zarflarının neden ek alamayacağını açıklayın.
Çözüm:
💡 Bu soruda, aynı kökten gelen ancak farklı ekler alan sözcüklerin tür değiştirdiğini göreceğiz.
- ➡️ 1. Cümle: "İçeri girer girmez..." Buradaki "içeri" sözcüğü, "girmek" fiilinin yönünü belirtmektedir. Üzerinde hiçbir çekim eki (-de, -den, -i, -e vb.) yoktur. Bu durum onu bir yer-yön zarfı yapar.
- ➡️ 2. Cümle: "İçerideki sesler..." Buradaki "içerideki" sözcüğü ise, "içeri" köküne "-de" bulunma hal eki ve "-ki" ilgi eki getirilerek oluşturulmuştur. Birden fazla çekim eki almıştır. Artık bir sıfat görevindedir ve "sesler" ismini niteler.
- ➡️ 3. Adım: Genel Kural: Yer-yön zarfları, fiilleri durum ve yön bildirerek nitelerler. Bu niteleyici özelliklerini, yalın halleriyle (eksiz) kullanıldıklarında korurlar. Bir çekim eki aldıklarında (isim çekim eki) artık bir isim olurlar ve cümlede isim gibi (özne, nesne, tümleç) görev yaparlar. Zarflık özelliklerini kaybederler.
✅ Sonuç: Yer-yön zarfları ek almaz çünkü ek aldıkları anda isimleşirler ve zarf olma özelliklerini yitirirler. Bu nedenle, bir sözcüğün yer-yön zarfı sayılabilmesi için mutlaka yalın halde olması gerekir.