Sait Faik için İstanbul, sadece bir dekor değil, adeta hikâyelerinin yaşayan bir karakteridir. Burgazada'nın sokakları, Galata Köprüsü'nün kalabalığı, Boğaz'ın dalgaları; hepsi onun hikâyelerinde duygu ve anlam kazanır, karakterlerin ruh halleriyle bütünleşir.
Bu parçaya göre, Sait Faik'in hikâyelerinde mekanın rolü hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?