Sait Faik, sıradan bir vapur yolculuğunu, bir balıkçının telaşını, bir çocuğun oyununu veya bir martının uçuşunu öyle bir dikkatle gözlemler ki, bu anlar onun kaleminde eşsiz birer hikâyeye dönüşür. Onun için önemli olan, büyük olaylar değil, yaşamın içindeki küçük ayrıntılardır.
Bu durum, yazarın hikâye anlayışında hangi özelliğin ön planda olduğunu gösterir?