Sait Faik, hikâyelerinde yoksulluğu, adaletsizliği, insanların birbirine yabancılaşmasını doğrudan bir eleştiri diliyle değil, karakterlerinin yaşamları ve karşılaştıkları durumlar üzerinden hissettirir. Okuyucu, bu insan manzaraları aracılığıyla toplumsal sorunları kendi vicdanında sorgular.
Bu durum, Sait Faik'in toplumsal eleştiri anlayışının hangi yönünü ortaya koyar?