Soru:
Zitvatorok Antlaşması, Osmanlı-Avusturya ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır. Bu antlaşma ile Osmanlı padişahı, Avusturya arşidükünü "Roma Çasarı" unvanıyla tanıyarak ona eşit statü vermiştir.
Bu tanımanın Osmanlı diplomasi anlayışı açısından en önemli yansıması aşağıdakilerden hangisidir?
- A) Osmanlı Devleti'nin cihat anlayışının sona ermesi
- B) Osmanlı Devleti'nin "tek üstün güç" olduğu düşüncesinden taviz vermesi
- C) Avusturya'nın Balkan topraklarında hakimiyet kurmasının kabul edilmesi
- D) Osmanlı iç işlerine Avusturya'nın müdahale hakkının doğması
Çözüm:
💡 Soru, mütekabiliyetin sembolik ve siyasi boyutunu anlamamızı istiyor. Osmanlı devlet geleneğinde padişah, İslam dünyasının lideri ve "en üstün hükümdar" kabul edilirdi.
- ➡️ A Seçeneği: Cihat anlayışı tek bir antlaşma ile sona ermez. Bu çok geniş ve dini bir kavramdır. ❌
- ➡️ B Seçeneği: Osmanlı, kendisini daimâ "en üstün" gören bir anlayışa sahipti. Başka bir hükümdarı kendisine eşit statüde tanımak, bu "tek üstünlük" iddiasından diplomatik bir tavizdir ve mütekabiliyetin özünü oluşturur. ✅
- ➡️ C Seçeneği: Antlaşma, mevcut sınırları korumuş, yeni toprak kazanımları olmamıştır. Avusturya'nın Balkanlarda hakimiyet kurduğu söylenemez. ❌
- ➡️ D Seçeneği: Mütekabiliyet, karşılıklı eşitlik ve iç işlerine karışmama ilkesini de beraberinde getirir. Bu seçenek tam tersini iddia etmektedir. ❌
✅ Sonuç: Doğru cevap, Osmanlı'nın geleneksel "üstünlük" iddiasından vazgeçtiğini gösteren B seçeneğidir.